salavatvezikir
  Salavat
 


Aleyhisselam
Manası:
Allahın selamı, onun üzerine olsun.

 Aleyhissalatu vesselam
Manası: Allahın salatu selamı onun üzerine olsun.

Sallallahu aleyhi ve sellem
Manası: Allahu Teala, Ona salatu selam etsin.

Allahumme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed
Manası: Allahım! (peygamberimiz) Hz.Muhammed'e ve aline (evladu iyaline) rahmet eyle.

Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim
Manası: Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed'e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle.(Rahmet et, selametlik ver.)

Allahumme salli ala Muhammedin ve enzilhul'muk'adel'mukarrabe indeke yevmel'kıyameti.
Manası:Ey Allah'ım! Hz. Muhammed'e Salatu selam et, ve onu kıyamet gününde sana yakın bir yere(makam-ı Mahmut'a) indir.

Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin tıbbil'kulubi ve devaiha ve afiyetil, abdani ve şifaiha ve nuril'ebsari ve ziyaiha ve ala alihi ve sahbihi ve sellim.
Manası: Ey Allahım ! kalblerin doktoru ve devası, vucutların şifası, gözlerin nuru ve ziyası olan Muhammed'e (S.A.V.) aline ve ashabına salatu selam eyle.


Allahumme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammedin bi'adedi ilmike
Manası: Ey Allahım ! efendimiz Hz. Muhammed'e (S.A.V.) ve efendimiz Hz.Muhammedin (S.A.V.) aline nihayetsiz olan ilminin adedince salatu selam ve bereketler ihsan eyle.

Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin mahtelefel-melevani ve teakabel-asarani ve kerraral-cedidani vestekbelel-ferkadani ve belliğ ruhahu ve ervaha ehl-i beytihi minnat-tahiyyete vesselame verham ve barik ve sellim aleyhi ve aleyhim teslimen kesiran kesira.
Manası: Allah'ım melevan, asaran, cedidan ve ferkadan yıldızları devam ettiği müddetçe Efendimiz Muhammed'e (S.A.V.) salat ve selam eyle. O'nun ve ehl-i beytinin ruhuna bizden saygı ve selam ulaştır.

Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve Ademe ve Nuhin ve İbrahime ve Musa ve İsa ve ma beynehum minen'nebiyyine vel'murselin. Salevatullahi ve selamuhu aleyhim ecmain.
Manası: Allahım ! Hz.Muhammed'e(S.A.V.), Hz.Adem, Hz.Nuh,Hz.İbrahim,Hz.İsa(A.S.V.) ve bunların arasında (gelip geçmiş bütün) peygamberlere rahmet ihsan eyle.


Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin abdike ve Resulike ve alel'muminine vel'muminati vel'muslimine vel'muslimati.
Manası: Allahım ! kulun ve Resulun Hz.Muhammed'e salat (Rahmet) et. Mümin olan erkek ve kadınlara, müslüman olan erkek ve kadınlara da merhamet eyle.

Allahumme Salli ala Ruhi seyyidina Muhammedin fil'ervahi ve salli ala cesedi seyyidina Muhammedin fil'ecsadi ve salli ala kabri seyyidina Muhammedin filkuburi. Allahhumme belliğ minni tehiyyeten ve selama.
Manası: Ey Allahım! Ruhlar içinde sevgili peygamberimiz Hz.Muhammedin ruhuna, cesedler içinde Hz.Muhammedin (A.S.V) cesedine, kabirler içinde Hz.Muhammedin (A.S.V.) kabrine salatu selam eyle. Allahım, benim selamımı sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (A.S.V.)'in aziz ruhuna vasıl eyle (ulaştır).



Allahumme salli ala Muhammedin ve ezvacihi ve zurriyetihi kema salleyte ala İbrahime, ve barik ala Muhammedin ve ezvacihi ve zurriyetihi kema barekte ala İbrahime inneke hamidun mecid.
Manası: Ey Allahım! Hz.Muhammed'e zevcelerine ve soyuna rahmet et. Hz.İbrahime rahmet ettiğin gibi. Hz.Muhammed'e, zevcelerine ve soyundan gelenlere bereket ver. Hz. İbrahime bereket verdiğin gibi. Gerçek ki, Sen, Hamidsin(Öğülmüş yanlız sensin) Mecidsin (şan ve şeref sahibisin).

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve selleme adede mâ alimte,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve selleme zînete mâ alimte,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve selleme mil'e mâ alimte.
Açıklama:SALAVÂT-I HIZIR Menâhicil İbad kitabında bulunmaktadır. Hızır Alleyhisselâm' ın bazı evliyaya tâlim buyurduğu rivayet olunur.


Allahumme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed, kema salleyte ala İbrahime ve ala ali ibrahim,. İnneke hamidun mecid.
Manası: (Ey Allahım, Hz.Muhammed’e ve O'nun âline salat et. Hz. İbrahim (A.S.)'a ve âline salat ettiğin gibi. Şüphe yok ki, sen Hamidsin,(Öğülmüş yalnız sensin), Mecidsin (Şan ve şeref sahibi yanlız sensin)

Allahumme barik ala Muhammedin ve ala ali Muhammed, kema barekte ala İbrahime ve ala ali İbrahim, İnneke hamidun mecid.
Manası: (Ey Allahım, Hz.Muhammed’e ve O'nun âline mübarek eyle. Hz. İbrahim (A.S.)'a ve âline mübarek eylediğin gibi. Şüphe yok ki, sen Hamidsin,(Öğülmüş yalnız sensin), Mecidsin (Şan ve şeref sahibi yanlız sensin)


Salâten Tuncîna - Salât-i Munciye

Allâhumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl-i seyyidinâ Muhammedin salâten tuncînâ biha min cemîil'ehvâli vel'âfât. Ve takdîlenâ bihâ cemîal'hâcât. Ve tutahhiruna, bihâ min cemîis'seyyiât. Ve terfeunâ bihâ âledderacât. Ve tubelliğunâ bihâ eksal'ğâyât, min cemî'ilhayrâti fil'hayati ve bâdel'memât. Hasbunallâhu ve nî'mel vekîl, nî'mel mevlâ ve nî'men'nasîr.
Manası: Ey Allah'ım! Efendimiz Hz. Muhammed'e (S.A.V.)aline (ve ümmetine) öyle bir salatu selam eyle ki, O salatu selam ile bizi tüm endişelerden, korkulardan, felaketlerden, muhafaza eyle. O salatu selam ile tüm hacetlerimizi ihsan eyle. O salat ile bizi bütün kötülüklerden temizke. O salat ile bizi en yüksek derecelere yükselt. Gayelerin en son, en yüksek makamına bizi onunla ulaştır. O salat ile hayat ve ölümümüzden sonra da bizi tüm hayırlara kavuştur. Yüce Allah, bize kafidir. O ne güzel vekil, ne güzel koruyucu ve ne güzel yardımcıdır.


Salât-ı Tefriciye - Salât-ı Nariye

Allâhumme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ Muhammedinillezi tenhallu bihil'ukadu, ve tenfericu bihil'kurabu, vetukdâ bihil'havâicu, ve tunâlu bihir'regâibu, ve husnul'havâtimi, ve yusteskal'ğamâmu bivechihil'kerimi ve alâ âlihi ve sahbihî fî kulli lemhatin ve nefesin bi adedi kulli mâlûmin lek.
Manası: Allah' ım! Her göz açıp kapamada ve her nefeste, Sana ma'lum nesneler adedince mükemmel bir salat ve tam bir selamı Efendimiz Muhammed (SAV) 'in ve bütün Âl ve Ashabının üzerine indir ki; Onunla düğümler çözülür, sıkıntılar dağılır, ihtiyaçlar giderilir, istekler ve hüsn-ü hatimeler elde edilir ve mübarek yüzü hürmetine bulutlardan yağmur istenilir."


Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke Ya Resulallah
Manası:
Sana binlerce salât ü selam olsun Ey Allah’ın Resûlü

Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke ya Emîne vahyillah
Manası:
Sana binlerce salat ü selam olsun ey Allah’ın vahyinin emîn temsilcisi

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyi kemâ emertenâ en nusalliye aleyh,
Ve salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyil ümmiyyi kemâ yenbeğî en yusalle aleyh,
Ve salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyi biadedi men lem yusalli aleyh,
Ve salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyi kemâ tuhibbü en yusalle aleyh.
Açıklama:
Ezhâr-ül Ehadis Kitabında, Enes İbni Mâlik (ra)' den rivayetle, Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki; "Şu geçen kimsenin hergün kazandığı kadar hiç kimse amel edemez çünkü Cebrail (as) bana bildirdi ki, bu kimse hergün on defa şu salavâtı verir."

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin mil es semâvâti vel arzı ve mil el arşil azîm
Açıklama:Şifâüssakâm kitabından: Birgün Şeyh Şibili (ks) Hazretleri, İmam-ı Ebubekir Ahmed İbni Mûsâ (rahimehullah)' ın yanına geldi. İmam Hazretleri ayağa kalkarak musafaha ettikten sonra onu iki kaşının arasından öptü. Ben taaccüp ettim, İmam hiç kimseye böyle ikramda bulunmamıştı ve buyurdular ki; "Ben rüyamda Peygamber Efendimizin (sas) de Şeyh Şibili' ye aynı şekilde davrandığını gördüm. Sebebini sorduğumda Efendimiz, onun her namazdan sonra Tevbe Sûresinin sonu olan "Lekad cêekum Rasûlun min enfusikum azîzun aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu'minîne Raûfun Rahîm. Fein tevellev fe kul; Hasbiyallâhu lâ ilâhe illâ hû, aleyhi tevekkeltu ve huve Rabbul Arşil Azîm." ayetini okuduğunu ve ardından bu salavatı getirdiğini buyurdular."


Salavât-ı Semâniye

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi adede mâ halakte,
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi mil'e mâ halakte,
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi adede külli şey'in,
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi mil'e külle şey'in,
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi adede mâ ahsâ kitâbüke,
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi mil'e mâ ahsâ kitâbüke,
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi adede mâ ahâta bihî ılmüke,
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi mil'e mâ ahâta bihî ılmüke.

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin biadedi külli zerretin elfe elfe merreh.

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin fî evveli kelâminâ,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin fî evsatı kelâminâ,
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin fî âhiri kelâminâ.



Açıklama:
Mevlânâ Şemseddin Rahimehullah Hazretlerinin bizzat Resûl-ü Ekrem Efendimizden, tâun hastalığından korunmak için öğrendiği salavât şöyledir.
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin, bikülli dâin ve devâin,
Ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim teslîmen kesîrâ.

Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihî vesellim. Biadedi mâ fî cemîil Kur'ân-ı harfen harfen, Ve biadedi külli harfin elfen elfen.

SALAVÂT-I FETİH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ RESÛLALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HABÎBALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HALÎLALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SAFÎYYALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NECİYYALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HAYRE HALKİLLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MENİHTÂREHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ZEYYENEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ERSELEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ŞERREFEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN AZZEMEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN KERREMEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDELMÜRSELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ İMÂMELMÜTTEKÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HATEMENNEBİYYÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ŞEFÎELMÜZNİBÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ RESÛLE RABBİL ÂLEMÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDEL EVVELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİL AHİRÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ KÂİDEL MÜRSELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ŞEFÎAL ÜMMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ AZÎMEL HİMMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HÂMİLE LİVÂİL HAMD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SÂHİBE MAKÂMİL MAHMÛD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SÊKİYEL HAVZIL MEVRÛD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ EKSERENNÂSİ TEBEAN YEVMEL KIYÂMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ VELEDİ ÂDEM
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ EKREMEL EVVELÎNE VEL AHİRÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ BEŞÎR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEZÎR
Essalâtü vesselâmü (aleyke) YÂ DÂİYELLÂHİ BİİZNİHÎ VESSİRÂCİL MÜNÎR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEBİYYERRAHMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEBBİYYETTEVBETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MUKAFFİ ESSALÂTİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ÂKIB
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HÂŞİR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MUHTÂR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MÂHÎ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ AHMED
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ MUHAMMED
Salavâtullâhi ve melâiketihî ve rüsülihî ve hameleti arşihî ve cemîi halkıhî aleyke
Ve alâ âlike ve eshâbike ve rahmetullâhi ve berekâtühû.

Ey Rabbimiz !
Rasulünü anışımızdan haberdar et !
O na binler salât,binler selâm olsun.
Hz.Muhammed'e Makam-ı Mahmudu ver,
O na vesileyi lûtfet...
O nu Refik-i Alaya yükselt,
Bizi de affet....
Onun hatrına affet,
Zatının hatırına affet,
Ne olur affet bizi,
Bizi affet.... ne olur bizi affet...affet bizi,
amin..amin...amin

 

SALAVAT GETİRMENİN FAZİLETİ
Allah Resûlü’ne bir sahabi; ‘bütün salavatımı senin için kılıyorum’ deyince, “Bu senin hem dünya, hem de ahiret ile ilgili işlerin için kâfidir” buyurmuştur.

Allah Resulüne salavat getirmek, en bereketli, en faziletli, saadeti dareyn için en faydalı ibadetlerden biridir. Hakkıyla yapılırsa sevabı da çok büyüktür. Amelleri tathir eder, hataları örter, manevi dereceleri yükseltir.

İmam-ı Sehâvî, “el-Kavlu’l-bedî’ fi’s-salât ale’l-Habîbi’ş-Şefî” adlı eserinde salavat getirmenin fayda ve sevaplarını şu şekilde sıralamıştır:
1- Hataları örter, günahların bağışlanmasına vesile olur.

2- Amelleri arındırır.

3- Makam ve dereceleri yükseltir.

4- Söyleyen kimse için istiğfar eder.

5- Uhud dağı kadar veya ölçülerin en büyüğüyle sevap verilir.

6- Endişe ve korkulardan kurtarır.

7- Efendimizin şefaatini ve şahitliğini ve Allah’ın rıza ve rahmetini celbeder, gazabından emin kılar.

8- Arşın gölgesine girmeyi sağlar.

9- Havz, Sırat vb. yardımcı olur.

10- Eli dar olanlar için sadaka yerine geçer.

11- Meclisleri süsler.

12- İtibarı artırır.

13- Allah ve Allah Resulüne yakınlaşmayı sağlar.

14- O bir nurdur.

15- Kalpleri nifak ve kirden arındır.

16- Muhabbeti artırır.

17- Sahibi hakkında gıybet edilmesini önler.

18- Allah Resulünün rüyada görülmesine vesile olur. 

Daha uzunca sayılmış.

1-Salat konusunda Allaha, Meleklere muvafakat edilmiş olur.

2-Duaların kabülüne vesile olur.

3-Şefaata vesile olur.

4-Allahın salatına vesile olur.

5-İnsanın unuttuğunu hatırlamasına vesile olur.

6-Cimriliği önler.

7-Meclisleri süsler.

8-Konuşmalarda hitamı misk olur.

9-İnsanın nurunu artırır, ahirette aydınlığa vesile olur.

10-Sıkıntıların kalkmasına, devamlı bereketin yağmasına vesile olur.

11-Hidayete vesile olur.

12-Peygamberimize olan haklarımızın ödenmesine yardımcı olur.

13-Bir duadır. Allahın Halili ve Habibine bir medihtir. 


CUMA GÜNÜ SALAVAT GETİRMEK

Her zaman ve her durumda salavat getirilebilir. Ama Efendimizden nakledilen hadislere, eserlere, fiillere ve tavsiyelere baktığımızda, Cuma gününün diğer zamanlara göre özel bir yeri vardır bu konuda. İmam-ı Sehâvî, “el-Kavlu’l-bedî’ fi’s-salât ale’l-Habîbi’ş-Şefî” adlı eserinde değişik tariklerden pek çok hadis rivayet etmiştir ki bunların hepsi Cuma günü salavat getirmenin önem ve faziletini anlatmaktadır. Mesela, Evs b. Evs (ra)’dan rivayet edildiğine göre Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Günlerinizin en değerlisi Cuma günüdür. O günde Adem yaratılmış ve o günde ruhu kabzedilmiştir. Sûra üfürme o gündür, kıyamet o gündür. O günde bana çokça salavat getirin. Zira sizin salavatınız bana arzolunur.” Ashap Efendilerimiz buyurdular ki: Ya Resulallah! Sen çürümüş olacaksın, bizim salavatımız sana nasıl arzolunur? Buyurdu ki: “Allah peygamberlerin cesetlerini yemeyi toprağa haram kılmıştır”

Aişe (ra)’dan rivayet edildiğine göre:

“Kim Cuma günü bana salavat getirirse, kıyamet gününde ona şefaatim hak olur”

Enes’den rivayet edildiğine göre:

“Cuma günü bana bolca salavat getirin. Çünkü Cebrail bana az önce geldi ve Rabbisinden şu bilgileri getirdi: Yeryüzünde bir müslüman sana bir kez salavat getirirse, ben ve meleklerim ona on kez salat ederiz”.

“Cuma günü bana çokça salavat getirin. Çünkü, Cuma, meleklerin şehadet ettiği şahitli bir gündür. Bana salavat getiren bir kulun sesi, nerede olursa olsun bana ulaşır.”

SALAVAT İLE İLGİLİ BAZI HADİSLER

1- İbn Mes’ud (r.a) şöyle demiştir: “Allah Teâlâ, gecenin ortasında kimseye duyurmadan kalkan, güzelce abdest alan, sonra da Allah’a hamdedip Peygamer’e salavat getiren, ardından da Kur’an-ı Kerimi açıp okuyan kimseye (tebessüm buyurup, Zât’ına ait şekliyle) güler.”

2-Abdurrahman b. Semur (r.a) anlatıyor:
Bir gün Allah Resûlü (sas) yanımıza geldi. Biz Medine Mescidi’nde idik. Şöyle buyurdu: (uzunca bir hadisin parçası)

“Ümmetimden birini Sırat üzerinde gördüm; bazen yorgun argın yürümeye çalışıyor, bazen de emekliyor. Bana getirmiş olduğu salavatlar gelmişler, elinden tutmuşlar, onu doğrultmuşlar ve oradan geçirmişler”.

3-Abdullah b. Bişr (ra)’dan rivayet edildiğine göre Resulullah şöyle buyurmuştur:
“Bütün dualar, başında Allah’a hamd ve Peygamber’e salavat olmadıkça perdelidir. Fakat bunu yapar, sonra dua edilirse mutlaka kabul olunur.”

4-Enes b. Malik’ten: “Bana bir defa salavat getiren kimseye, Allah on defa salat eder. Onun on tane günahını siler ve onun derecesini on kat artırır.” 
 

10 SALAVAT GETİREN

Aleyhüsselatü Vesselam Efendimiz buyurdular ki:

"Bir gün bana Cenab-ı Hakk'ın dört büyük meleği geldi. Bunlar Cebrail, Mikail, israfil ve Azrail aleyhisselam idiler. Cebrail Aleyhisselam bana dedi ki: Ya Resulullah ! Senin ümmetinden bir kimse size günde on defa selavat ederse yarın kıyamet gününde ben onun elinden tutar, sıratı kuşlar gibi geçiririm.

Mikail aleyhisselam'da dedi ki: Ben o kula senin kevser havuzundan kana kana içiririm.

İsrafil aleyhisselam dedi ki: Ya Resullullah o kulun affı için başımı secdeye koyarım Allahu Teala onu affetmedikce başımı secdeden kaldırmam.

Azrail aleyhisselam da: Ya Nebiyallah sana günde on dafa selavat edenin ruhunu Peygamberler gibi kabzederim. dediler "

Bunun üzerine Nebiler Nebisi Efendimiz :"Bu ne büyük Lütuf Ya Rabbi, Bu ne büyük ihsan Allah'ım buyurdu..


O'na nasıl dua edeceğiz?

Abdullah b. Ebu Leyla:
Bir kere Kaab b. Ucra benimle karşılaşınca şöyle dedi:

Ey İbn Ebu Leyla! Peygamber'den işittiğim bir selat-u selamı sana hediye edeyim mi?

(Bir gün) Allah Resulü (a.s.) yanımıza geldi.
Bunun üzerine Ey Allah'ın Resulü! Sana nasıl selam vereceğimizi öğrendik. Fakat sana nasıl dua edeceğiz? diye sorduk. O bize şöyle deyiniz buyurdu:

"Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed.
Kema sallayte ala ali İbrahim. İnneke hamîdun mecîd.
Allahümme barik ala Muhammedin ve ala ali Muhammed.
Kema barekte ala ali İbrahim. İnneke hamîdun mecîd."
 
SALAVATLAR ONA GİDER Mİ?

Nerede olursanız olun bana salavat getirin. Zira sizin salatınız bana ulaşır.”

Bir başka sahih hadiste şöyle buyuruyor:

“Bir müslüman, gece veya gündüz, bana selam verirse, Allah ruhumu iade eder ve ben onun selamını alırım”

İmam Buharî, bu hadislerin topluca değerlendirilmesinden, Allah Resulünün daima hayatta oldğu sonucunun çıkarılacağını belirtmektedir. Neden? Zira gece veya gündüz kendisine salatı selam getiren hiç kimsenin bulunmaması normal şartlarda mümkün değildir. Evet O’nun diri olduğunu ve kabri şerifinde rızıklandırıldığını söyleyen alimler de vardır. Zaten mübarek vücud-u şeriflerini toprağın yiyememesi konusunda icma’ vardır, deniyor. Hatta bazıları da, alimler, şehitler ve müezzinlerin de aynı durumda olduklarını söylemişlerdir.

Hakikaten de, tarihe baktığımızda, bir çok alim ve şehidin kabirleri çeşitli  nedenlerle açılmış ve bedenlerinde en ufak bir değişikliğin meydana gelmediği görülmüştür. Hatta bazılarında üzerlerindeki kınaların bile aynen kaldığı müşahede edilmiştir. Peygamberlerin şehitlerden üstün olduğu bir gerçek olduğuna göre, onların bedenlerinin olduğu gibi kalması haydi haydi kabul edilebilir.

“Peygamberler kabirlerinde diridirler ve namaz kılarlar” Beyhaki bu konuda bir cüz meydana getirmiş ve Enes’den rivayet edilen hadisi nakletmiştir. Bu hadis Yahya bin ebi Bükeyr yoluyla rivayet edilmiştir ki bu Buharinin ravilerinden biridir.  

 


1-Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki;

"Kim bu salavati okursa benim sefaatim ona vacib olur."

"Allâhümme salli alâ Muhammedin ve enzilhül münzelel mukarrebe indeke yevmel kiyâmeti."

2-Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki;

"Her kim bana salavat verirse sonunda bunu okusun."

"Allâhümme enzilhül mak'adel mukarrebe indeke yevmel kiyâmeti."

3-Ebu Hureyre (ra)' den rivayetle, Kadi Iyaz' in (rahimehullah) Sifâ-i Serif Kitabindan alinmistir.

"Allâhümme salli alennebiyyil ümmiyyi ve ezvâcihî ümmühâtil mü'minîne ve zürriyyetihî ve ehli beytihî kemâ salleyte alâ Ibrâhîme inneke hamîdün mecîd."

4-"Kim *****a günleri bu sekilde salavat getirirse Hak Teâlâ onun seksen yillik günahini affeder."

"Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resûliken nebiyyil ümmiyyi."

Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki;

5-"Her fakir kimse sadaka verenlerin sevabi kadar sevab almak isterse bu vechile salavat versin."

"Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resûlike ve salli alel mü'minîne vel mü'minâti vel müslimîne vel müslimât."

6-"Su geçen kimsenin hergün kazandigi kadar hiç kimse amel edemez çünkü Cebrail (as) bana bildirdi ki, bu kimse hergün on defa su salavâti verir."

"Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyi kemâ emertenâ en nusalliye aleyh,

Ve salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyil ümmiyyi kemâ yenbegî en yusalle aleyh,

Ve salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyi biadedi men lem yusalli aleyh,

Ve salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyi kemâ tuhibbü en yusalle aleyh."





7-Peygamber Efendimiz (sas) sag tarafina oturmuslardi, bu esnada kapidan birisi girdi ve Efendimiz bu zâti benimle kendi arasina oturttu.
Adam gittikten sonra buyurdu ki;

"Bu kisi bana su sekilde salavat verir, onun için ona ikrâm et."

"Allâhümme salli alâ Muhammedin kemâ hüve ehlühû, Allâhümme salli alâ Muhammedin kemâ tuhibbü ve terdâ lehû."


8-Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki;

"Bir kimse malinin çok olmasini istiyorsa, bu suretle salavat okusun."

"Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resûlike ve alel mü'minîne vel mü'minât vel müslimîne vel müslimât."

9-Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki;

"Her kim yatagina yatmadan önce Tebâreke Sûresini okuyup, daha sonra dört defa bu salavati söylerse, Hak Teâlâ (cc) iki melek gönderip bana ismi ile birlikte arz ederler. Ben de ona selam ve rahmet dilerim."


"Allâhümme Rabbel hilli velharâm,
Ve Rabbel beledil harâm,
Ve Rabbel mes'aril harâm,
Bikülli âyetin enzeltehâ fî sehr-i Ramazan,
Bellig rûha seyyidinâ Muhammedin, Minnî tahiyyeten ve selâmen.


10-Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki;

"Cennette bir agaç vardir ve ismi Mahbube' dir.
Ak meyvesi olur, nardan küçük elmadan büyük, sütten ak, baldan tatli ve kaymaktan yumusaktir.
O meyveden ancak bu salavata devam edenler yer."

"Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve ala âli seyyidinâ Muhammedin vesellim"


11-Bir gün Efendimizin huzurunda, bir devenin hirsizligi sebebiyle iki kisi birbirinden davaci iken deve lisâna gelmis ve gerçek sahibini söylemisti.

Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz (sas) deve sahibine;

"Sen ne okudun ki Medine' nin mahalleleri melekler ile doldu ve deve konustu?", diye sordu.

Bunun üzerine adam asagidaki salavat-i serifeyi okudugunu söyledi.

Peygamber Efendimiz (sas) de buyurdular ki;

"Senin yarin, sirati geçerken yüzün ayin ondördü gibi nurlu ola!."

Allâhümme salli ve sellim alennebiyyin Muhammedin hattâ lâyebkâ min salâtike seyün,
Ve bârik alennebiyyin Muhammedin hattâ lâyebkâ min berekâtike sey'ün,
Verhaminnebiyye Muhammeden hattâ lâ yebkâ min rahmetike sey'ün.


12-Hz. Ali (krv) Efendimiz her ne zaman salavat-i serife okuyacak olsa önce su ayet-i kerimeyi okur ve arkasindan da asagidaki salavati söylerdi.

Bismillâhirrahmânirrahîm,
"Innallâhe vemelâ iketehû yüsallûne alennebiyyi;
Yâ eyyühellezîne âmenû, sallû aleyhi ve sellimû teslîme."

Lebbeyk, Allâhümme ve se'adeyk salavâtullâhil berrir Rahîm, velmelâiketil mukarrabîn, vennebiyyin vessiddîkin vessühedâi vessâlihîn.
Vemâ sebbaha leke sey'ün Yâ Rabbel âlemîn.
Alâ seyyidinâ Muhammed Ibn-i Abdullah, Hatemennebiyyin ve Seyyidil mürselîn ve Imâmil müttekîn ve Resûl-i Rabbil âlemîn
Essâhidil besîriddâî ileyke bi iznike essirâcil münîr ve aleyhisselâm ve eimmeti ehli beytihî ridvânullâhi aleyhim ecmaîn.


13-Hz. Ali (krv) Efendimiz buyurdular ki;

"Her kimse günde on kere ve *****a gününde yüz kere bu sekilde salavat verirse insallah kiyamet gününde Efendimiz (sas) elinden tutar."

100 x

"Salavâtullâhi ve melâiketihî ve enbiyâihî ve rusülihi ve cemîi halkihî alâ seyyidinâ Muhammed ve alâ âlihî ve aleyhisselâm ve rahmetullâhi ve berekâtühû."


14-"Bir kimse su sekilde salavat verse, yetmis melek onun sevabini yazar."

"Sallallâhü alâ seyyidinâ Muhammedin ve cezâhü annâ mâ hüve ehlühû."


15-Bir kimse hergün üç kere bu salavati söylerse Peygamber Efendimiz (sas)' in nübüvvet hakkini ödemis olur ve Hak Teâlâ insallah onun ahirette derecesini yükseltir.

3 x

"Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sellim ve eczihî annâ hayrel cezâi."


16-"Her kim bu sekilde salavat-i serife verirlerse, Efendimiz kendisine, ana, baba ve yakinlarina insallah sefaatte bulunur."

"Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve tekabbel sefâatehül kübrâ ve erfe'a derecetehül ulyâ ve âtihî sü'lehû fil âhireti vel ûlâ kemâ âteyte Ibrâhîme ve Mûsâ.


17-"Siz salavat vermek istediginiz zaman güzelce edin.
Zirâ getirdiginiz salavati Efendimiz (sas) Hazretlerine arzederler.
Su sekilde ederseniz Efendimiz (sas) de size selam verir ve Hak Teâlâ' dan o kimsenin bagislanmasini ister."

"Allâhümmec'al salavâtike ve berekâtike ve rahmetike ve re'fetike ve mehabbetike alâ seyyidil mürselîne ve imâmil müttekîn ve kâidil gurril muhaccelîn ve hâteminnebiyyin seyyidinâ Muhammedin abdike ve resûlike ve nebiyyike imâmilhayri ve kâidilhayri ve resûlirrahmeti.
Allâhümmebashü makâmen Mahmûdan yagbituhû bihil evvelûne vel âhirûne.
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin kemâ salleyte alâ Ibrâhîme ve alâ âli Ibrâhîme inneke hamîdün mecîd.


18-"Her kim sevgili Peygamber Efendimizin havzindan (Kevser Havuzu) içmek isterse, su sekilde salavat versin."

"Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve eshâbihî ve evlâdihî ve ezvâcihî ve zürriyyetihî ve ehli beytihî ve ashârihi ve esyâihî ve muhibbîhi ve ümmetihî ve aleynâ meahüm ecmaîn."
 

Ey Rabbimiz !
Rasulünü anışımızdan haberdar et !
O na binler salât,binler selâm olsun.
Hz.Muhammed’e Makam-ı Mahmudu ver,
O na vesileyi lûtfet…
O nu Refik-i Alaya yükselt,
Bizi de affet….
Onun hatrına affet,
Zatının hatırına affet,
Ne olur affet bizi,
Bizi affet…. ne olur bizi affet…affet bizi,
amin..amin…
 
 


 
"Allâh ve melekleri Peygamber'e çokça salât ederler Ey mü'minler! Siz de O'na çokça salât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin" (el-Ahzâb, 56)


Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem-'in şânını yücelten âyet-i kerîmelerden biri de budurHem Allâh'ın, hem de meleklerin Rasûlullâh Efendimiz'e salavât getirmeleri, onun Allâh katındaki değerini ortaya koymaktadı

Allâh'ın, Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e salavât getirmesi, "ona merhamet etmesi, şan ve şerefini yüceltmesi"dir
Meleklerin Rasûlullâh'a salavât getirmesi de, aynı şekilde "Onun kadr u kıymetini anıp, yüce mertebelere erişmesi için Allâh'a niyazda bulunmaları" demektirAllâh Teâlâ âyet-i kerîmede, kendisinin ve meleklerin Rasûl-i Ekrem'e salavât getirdiklerini hatırlattıktan sonra, kullarına hitâben:
"-Ona -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, bizim gibi siz de salât ü selâm getirin, saygıların en yücesiyle O'nu yâdedin" buyurmaktadır

Abdullâh bin Amr -radıyallâhu anh-'dan gelen bir rivâyette Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
"Kim bana bir defa salât ü selâm getirirse, bu sebeple Allâh Teâlâ da ona on misli merhamet eder" (Müslim)
Hadîsin bazı rivâyetlerinde, Hazret-i Peygamber'e salavat getiren kimseye, Cenâb-ı Hakk'ın on defa merhamet edeceği müjdesine ilâveten, o kimsenin on günahının bağışlanacağı, manevî derecesinin on derece daha yükseltileceği de haber verilmektedir (Nesâî)
Ashâb-ı Kirâm'dan Ebû Talhâ el-Ensârî'nin anlattığına göre, birgün Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- mütebessim bir çehreyle Ashâb-ı Kirâm'ın yanına geldi ve Cebrâil -aleyhisselâm-'ın kendisine şu müjdeyi getirdiğini haber verdi:
"-Muhammed! Ümmetinden biri sana bir salât getirdiğinde benim onun günahlarının bağışlanması için on defa istiğfar etmem, o kimsenin sana bir selâm getirmesi hâlinde de benim ona on selâm vermem seni sevindirmez mi?" (Nesâî)
Görüldüğü gibi Hazret-i Peygamber'e salât ü selâm getirmek, Allâh'ın rahmetini ve rızâsını kazanmaya vesîledir Bu sebeple her fırsatta Rasûl-i Ekrem Efendimiz'e salât ü selâm getirmelidir
İbn Mes'ûd'dan gelen bir rivâyette de Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyururlar:
"Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salât ü selâm getirenleridir"
Bir başka hadîs-i şerifte ise, Evs b Evs -radıyallâhu anh-'dan rivâyet edildiğine göre Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-:
"-Günlerin en fazîletlisi Cuma günüdürBu sebeple o gün bana çokça salât ü selâm getiriniz; zîrâ sizin salât ü selâmlarınız bana sunulur" buyurunca, Ashâb-ı Kirâm:
"-Yâ Rasûlullâh! Vefât ettiğin ve senden hiçbir eser kalmadığı zaman salât ü selâmlarımız sana nasıl sunulur?" diye sordular Bunun üzerine Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem-:
"-Allâh Teâlâ, peygamberlerin bedenlerini çürütmeyi toprağa haram kıldı" buyurdu (Ebû Dâvud)
Hadisten de anlaşıldığı gibi Peygamber Efendimiz'e gönderilen salavâtlar ona takdim edilir O da bu selâmları alır
Bu bulunmaz fırsatı kaçırmamak için ona her fırsatta salavât getirmeye gayret etmelidir Ayrıca hadîste Cuma gününün fazîletinden de söz edilmiştirBu sebeple Rasûl-i Ekrem'e Cuma günü daha çok salât ü selâm göndermeli ve böylece Cenâb-ı Hakk'ın rızâsını kazanmaya çalışmalıdır
Rasûlullâh'a salât ü selâm getirmek sûretiyle kazanacağı mânevî ecre önem vermemiş, kendini elde edeceği büyük bir sevaptan mahrum bırakmış kimseler hakkında Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem-:
"Asıl cimri, yanında adım anıldığı hâlde bana salâvât getirmeyen kimsedir" buyurmuştur

Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e çokça salavât getirebilmek için O'nu çok sevmeliyiz Zîrâ insan sevdiğini dilinden düşürmez; O'nu her fırsatta anarRasûlullâh Efendimiz'in dindeki ve Allâh katındaki yerini ve önemini gerektiği şekilde kavrayamayanlar, "Ben Allâh'ı daha çok seviyor ve her fırsatta O'nu anıyorum; ayrıca Hazret-i Peygamber'i anmaya ne gerek var?" diye düşünebilirler
İnsanın en fazla sevip sayması gereken şüphesiz Allâh Teâlâ'dır O'na beslenecek muhabbeti ve hürmeti bir başka muhabbet ve hürmetle kıyaslamak elbette mümkün değildirBununla beraber Allâh Teâlâ, Rasûl-i Ekrem'e beslenecek sevgi ve saygının önemini Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle hatırlatmaktadır:
"Ey Rasûlüm, insanlara de ki: Eğer Allâh'ı seviyorsanız, bana uyun ki, Allâh da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın" (Âl-i İmrân, 31)
Allâh katında böylesine üstün yeri olan bir peygamber, elbette sevilmeye, sayılmaya ve her fırsatta anılmaya lâyık bir kimsedir
Müslümanlar hayatı ve yaşama biçimi olduğu kadar duâ ve ibâdeti de Allâh'ın Rasûlü'nden öğrenirler Her işte olduğu gibi duânın da bir âdâbı ve usûlü vardır
Birgün Rasûlulllâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-, namazdan sonra Allâh'a hamd etmeden, Peygamber'e salavât getirmeden duâ eden bir adamı işittiBunun üzerine:
"-Bu adam acele etti" buyurduSonra o adamı yanına çağırdı ve:
"-Biriniz duâ edeceği zaman önce hamd ü senâ etsin, sonra bana salât ü selâm getirsin Daha sonra da dilediği şekilde duâ etsin" buyurdu (Ebû Dâvud, Nesâî)

Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- salavât-ı şerîfe'nin fazîletini bildirdiği gibi kendisine nasıl salavât getirileceğini de haber vermiştir
Nitekim Ahzâb Sûresinin 56 âyeti nâzil olunca, sahâbe Peygamber'e başvurarak nasıl salât getirileceğini öğrenmek istediler ve bunu Efendimiz'e sordular Rasûl-i Ekrem Efendimiz, kendisine bu suâl sorulduğu zaman sükût buyurdu Ya âdeti üzere o konuda vahiy gelmesini bekledi veya bu suâle en uygun cevâbı verebilmek için düşünme ihtiyacı hissettiSükûtun uzaması, Rasûlullâh'ı yorup üzdüklerini zanneden sahâbileri endişeye sevketti ve:
"-Keşke bu suâl sorulmasaydı, Rasûlullâh Efendimiz de üzülmeseydi" diye aralarında konuştular Çok geçmeden Rasûlullâh şu salavâtı tavsiye buyurdu
"Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed, kemâ salleyte alâ âl-i ibrahim ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed, kemâ bârekte alâ âl-i İbrahim, inneke hamîdun mecîd" (Allâh'ım! İbrahim'in âline rahmet ettiğin gibi Muhammed'e ve âline de rahmet et Allâh'ım! İbrahim'in âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi Muhammed'e ve âline de hayır ve bereket ihsân et Şüphesiz Sen övülmeye lâyık ve yücesin)
Demek ki, Efendimiz'e salavât getirirken Cenâb-ı Hakk'a şöyle duâ etmiş oluyoruz:
"Yâ Rabbi! Rasûl-i Ekrem'in nâmını, şânını hem dünya, hem de âhirette yüce kılOnun getirdiği İslâm dinini bütün cihâna yay ve bu dini dünya varoldukça yaşat Ona âhirette ümmetine şefâat etme hakkı ver ve kendisine sayısız sevap ihsan eyle!"
Salât ü selâm böylesine derin manalar ihtivâ ettiğine ve faydası hem bize, hem de bütün müslümanlara ulaştığına göre, salavât-ı şerîfe getirme husûsunda cimrilik etmemeliyiz
Bir gün Ubey bKa'b -radıyallâhu anh- Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e sordu:
"- Yâ Rasûlallâh! Ben sana çok salavât-ı şerîfe getiriyorum Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?"
"- Dilediğin kadar yap" buyurdu"- Duâlarımın dörtte birini salavât-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?" diye sordum
"- Dilediğin kadarını ayır Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur" buyurdu
"- Öyleyse duâmın yarısını salavât-ı şerîfeye ayırayım" dedim
"- Dilediğin kadar yap Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur" buyurdu
Ben yine:
"- Şu hâlde üçte ikisi yeter mi?" diye sordum
"- İstediğin kadar Ama artırırsan senin için iyi olur" buyurdu
"- Öyleyse duâya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur?" deyince:
"- O takdirde Allâh bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar" buyurdu" (Tirmizî, Kıyâmet, 23)

Velhâsıl âyet ve hadîs-i şeriflerde bildirildiği üzere salavât-ı şerîfe getirmenin pek çok faydaları vardır Bunları kısaca özetleyecek olursak:
1- Salavât, Ahzâb Sûresi 56 âyette belirtildiği üzere Cenâb-ı Hakk'ın buyruğuna itâattir
2- Salavât, günahların affedilmesine vesîledir
3- Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e yakın olmanın en güzel ve en kolay yolu ona salavât getirmektir
4- Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-, kendisine salât okuyana mukâbelede bulunur
5- Her salât getirenin ismi, Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e arz edilir
6- Salât ü selâm okuyan kimse, Allâh ve Rasûlü'nün muhabbetini diğer muhabbetlere tercih etmiş olduğu için, O'nun ahlâkıyla ahlaklanmada seviye alır, kötü ahlaktan kurtulur, fazîlete erer7- Rasûl-i Ekrem'in kendisine olan muhabbeti arttığı gibi, onun da Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e olan muhabbeti devam eder ve katlanarak artar
8- Allâh Teâlâ'nın Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- ile bize ihsan ettiği lutuflar, sayıya gelmeyecek kadar fazla olmasına rağmen, salât ve selâm ile Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-'in üzerimizdeki hakkını çok az da olsa ödemeye çalışmış oluruz
9- Allâh Teâlâ'nın rahmetinin üzerimize inmesine vesîledir
10- Salavât unutulan sözün hatırlanmasına sebep olur
11- Salavât duâların kabûlüne vesîledir
12- Yine salavât kıyâmetin o zor gününde arşın gölgesinde gölgelenmeye vesîledir ki, hadîs-i şerif'te şöyle buyurulur:
"Kıyamet gününde üç kişi Allâh'ın arşının gölgesinde gölgelenir:
1- Üzüntülü kişinin sıkıntısını teselli eden kişi
2- Benim sünnetimi ihyâ eden kimse
3- Benim üzerime çok çok salavât getiren kimse"
Rabbim cümlemizi salavâtın özüne ulaşıp, Peygamber ahlâkıyla ahlaklanmayı, O'nun 23 yıllık nübüvvet hayatından lâyıkı vechile hisseler almayı ihsan eylesin!
(Âmin)
 
  Bugün 35 ziyaretçi (90 klik) kişi burdaydı!  
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol